BAŞINIZA GELEN HERHANGİ BİR MUSİBET,
***Ne sürçmedik at, ne de attan düşmedik yiğit yoktur. Önemli olan düştükten sonra doğrulup kendine gelmektir.*** Esaret altında yaşama geleneği olmayan, bağımsızlığına düşkün bu aziz Milletimiz de 16 kez sürçtüyse de 17. kez ayağa kalkmasını ve denge unsuru millet olarak gözünün içine bakılan devletlere sahip olmasını bildi. Dünya barışının sigortası olma görevini üstlendi. Kurtluş savaşından sonra M.K.ATATÜRK Türk Ulusunun önünde ulaşılması gereken ”muasır medeniyet seviyesi” gibi güzel bir hedef belirledi.
Ancak hedefimizin yönü olan muasır medeniyet seviyesine ulaşamadığımız gibi söz söyleme trendimizgeriledi, söz dinleyen duruma geldik. Artık barışta veya savaşta çağırdıklarında giden, bekle dediklerinde bekleyen, elçileri krallar gibi karşılanan devletlerin, bakanlarımıza vize uygulamasına ses çıkarmayan; uzak diyarlarda tek ortak paydamız insan olan, insanlara yapıkan haksızlıkların karşısına dikilen ecdadın torunları olarak hemen yanımızdaki coğrafyada ve Türkistanda kardeş ve akrabalara yapılan vahşet ve zulme ses çıkaramayan;
Bir döneme adını veren lalelerimizden Hollanda 18 milyon dolar gelir sağlarken, bizim çiftçimizin tarlasını ekmek için yerli tohum bulamayan, özetlersek fakirlik, cahillik ve bölünmüşlükle özdeşleşen, adaletin terazisinin çalışmadığı, taklit, piyango ve magazin kültürünün yerleştiği, olmayan planların istikrarsızlığa kurban edildiği, eline fırsat geçirenin devletin bankasını, hazinesini boşalttığı, kendi yaptıklarını içlerine sindirememelerine rağmen hükümetin sık sık balans ayarlarına tabi tutulduğu, sonuçta dışarıda ve içeride itibarın kalmadığı bir devlet ve hükümet…
BAŞINIZA GELEN HERHANGİ BİR MUSİBET,
ELLERİNİZLE İŞLEDİKLERİNİZ YÜZÜNDENDİR.